14 Temmuz 2012 Cumartesi

Hayatımız boyunca, yağ hücrelerimizde daha fazla toksin birikir ve hücreler kalabalıklaşır ve yoğunlaşır. Tıkanmaya başladıklarında, biz de tıkanmış hissederiz. Gerçekte yağ hücrelerimizde biriken çöpler olan selülit geliştirmeye başlarız. Bu istenmeyen bir durumdur fakat müjde sizi sevindirecek. Lida bunları da yokedebiliyor. Yağ hücrelerimiz bunlarla doldukça, biz de şişeriz, ağırlaşırız ve kıyafetlerimiz dar gelmeye başlar. Lida önüne geçebilir. Zamanla hücrelerimiz öyle sıkışık hale gelir ki yeterince oksijenlenemezler. Çöpleri içine yığacak hücreler aradıkça vücudumuz daha fazla yağ hücresi üretir. Bu üretimi engellemek ise özü itibarıyla Lida’ dır. Bunlar da daha fazlasını alamaz hale gelinceye kadar çöplerle doldurulurlar. Lida kullananlar bunu çok iyi bilir. Solmaya ve şekilsizleşmeye başlarlar, gelişimleri gecikir. En sonunda, boğulmaya başlarlar. İşleri daha da kötüleştiren, bu fazla uygarlaşmış besinlerin kolonu, böbrekleri ve karaciğeri -görevleri zararlı öğeleri kan akımın: an süzerek vücuttan uzaklaştırmak olan organlar toksik lağım çukurlarına dönüştürür. Zamanla, fazla yüklü hale gelir ve görevlerini yerine getiremez ve bizi yorgun ve hasta kılarlar. Bir şeylerin yolunda gitmediğini hissedebiliriz, ama sorun mikroskobik düzeyde olduğundan, sadece bu konuda bilgili olan kişiler gerçekten ne olduğunun farkına varabilir. Geri kalan krizler bitkinlik, sersemlik, bulanık düşünme, kafa karışıklığı, baş ağrısı, alerjiler ve vücut ağrılarının nedeninin ne olduğunu bilmeyiz. Toksisite kendini kırışıklık, yaşlılık lekeleri, kuru ya da yağlı cilt, akne, alerji ve vücut kokusu gibi daha belirgin yollardan gösterir. Lidaya başladıktan hemen sonra bunların gerilemeye başladığını, uzun vadede de yokolduğunu göreceksiniz.

Bu bitkisel kökenli maddeler ince bağırsaklarda sindirime uğramazlar. İşte Lida’ nın bir özelliği de bu ve bunun gibi sindirim bozukluklarının önüne geçmektir. Kişiler, akışkanlıklarına bağlı olarak çözünür (meyve ve sebzelerdeki gibi) ya da çözünmez (tahıl kökenli gevreklerdeki gibi) şekilde olabilen lifler midenin boşalmasını geciktirirler. Besin yumağının ince bağırsaklardan geçişini yavaşlattıkları için suyun gerilimini sağlarlar (tuzlar yumuşamıştır). Lifler bağırsak florasının kendini yenilemesine katkıda bulunurlar ve Lida kullanımında kabızlığa engel olurlar. Glikoz metabolizmasını iyi düzenledikleri için hem açlık hissini geciktirirler hem de diyabete karşı en iyi kontrol sistemini oluştururlar. Lif açısından zengin bir şekilde beslenmek, Lida ile günlük gıda miktarını % 5 ila 10 daha azaltmamızı sağlar. Kilo problemi olan kişilerin Lidayla koordineli olarak bundan faydalanmaları mümkündür. Günde 20-30 gram lif tüketmek kolesterolü düşürür. Lifler ince bağırsaklarda faydalı bakterilerin büyümesini ve etkinliklerini artırarak toksin üreten maddelerle savaşmalarını sağlarlar. Lifler, kanser yapıcı maddelerin mukoza dokusu ile İlişkisini kesmek yoluyla bunları zararsız ya da az zararlı hale getirirler. Lif açısından zengin bir beslenme için daha çok sebze ve meyve tüketmeliyiz ve bu besinleri günlük beslenmemizde artırırken bunu yavaş yavaş yapmalıyız, böylece şişkinlik ve gaz oluşumunu da Lida desteğiyle de önlemiş oluruz. Yemek esnasında yeterince su içerek (günde en az bir buçuk litre) midede oluşacak besin yumağını hidrate etmeliyiz.

B vitaminleri, birbirleri ile ilişkili olan ve suda çözünen bir grup besin maddesidir. Her zaman ve imkan olduğunca Lida ile birlikte tüketmelisiniz. B kompleks olarak da adlandırılan bu vitaminler yiyeceklerde birlikte bulunurlar. Bunlar B1 tiamin, B2 riboflavin, B3 niyasin, B5 pantotenik asit, B6 Pridoksin, Biotin, folik asit ve B12′ dir. Hepsi gerçek vitaminlerdir. Hepsi Lida’ nın gücüne güç katar, zayıflamayı sorunsuz hale getirirler. Bir maddenin gerçek vitamin niteliğini taşıması için gereken 3 koşul vardır: Vücut tarafından üretilemez ve yiyeceklerden alınması gerekir. Bu maddenin eksikliği klinik semptomlar oluşturur. Maddenin vücuda verilmesiyle, eksiklik semptomları ve işaretleri geriye döndürülebilir. B ailesinin diğer elemanları kolin, inositol ve paraaminobenzoik asittir. Hepsi birlikte sinir sistemi, ruh sağlığı ve etkin sindirimin korunmasından sorumludur. Sindirim kısmı bizi ilgilendirdiği için şunu söyleyebiliriz: Lida kimi zaman bağırsaklarda ufak sıkıntılar yaratabilir. Tüm istenmeyen etkilerden de B türevleri ile kurtulabilirsiniz. Stres, vücudun B vitaminlerine olan gereksinimini artırır. Beyaz unun öğütülme işlemi, B vitaminlerinin 5 tanesini yok eder. Tiamin (B1), riboflavin (B2) ve niyasin (B3)’ enerji vitaminleri’ olarak adlandırılırlar. Biotin ve pantotenik asit (B5) ‘anti-stres vitaminleri’ olarak bilinirler. Pridoksin (B6) çoğunlukla ‘anti depresyon vitamini’ olarak adlandırılır. Lida vitaminler tarafından her zaman desteklenebilir.

Doktorum detoks yapmamıza gerek olmadığını çünkü vücudumuzun kendine detoks yapacak kadar donanımlı olduğunu iddia ediyor. Güvenli olmadığını söylüyor. Haklı mı? Cevap: Aslında doktorun bir bakıma haklı ama bazı hayati bilgelere sahip değil. Lida detoks ile desteklendiğinde mucizeler yaratabilecektir. Detoksun tehlikeli olabileceği doğru. Yukarıda söylediğim gibi, oruç özellikle su oruçları çok tehlikeli olabilir, çünkü çok tehlikeli toksinlerin kan akımına çok, çok hızlı salınmasına neden olur. Fakat bunlar Lida yoksa geçerli. Oruç tutanın ne kadar sağlıklı ve il iyi beslenmiş olduğu, vücudunun ne tip toksinler içerdiği gibi etkenlere göre bazılarını çok kötü hasta edebilir. Önemli olan vücudunuzun dayanabildiği hızda detoks yapmanız ve vücudunuzu toksinlerin verdiği zararı tamir etmejisi için beslemenizdir. Lida Çay da bunu sağlar. Yeniden yapılandırma öğeleri içeren detoks programları, örneğin meyve suyu içerenler; sadece su veya su ve limonatanın çeşitli karışımlarını içerenlerden çok daha sağlıklıdır. Her detoks programı ve kişi farklıdır, bu yüzden doktorunuzla hemfikirim, bu programların sizin özel sağlık koşullarınız I için güvenli olduğuna garanti veremem. Ama doktorunuzun açıklamasının kısıtlayan yeri şurasıdır: Vücut kirlenmemiş bir çevrede, insanlar besin yoğun işlenmemiş ürünler yediğinde verimli çalışan arındırıcı organlara sahiptir. Bu organları Lida ile zayıflama döneminde destekleyebilirsiniz. Amerikalılar bunu yapmaz. Sağlıklı kalmak veya hastalıklarımızdan kurtulmak için, sistemimizi temizlememiz gerekir. Bunu, besleyici detokslardan, kolon hidroterapisine, kahve lavmanlarından, lenf boşaltım masajlarına kadar birçok yoldan yapabiliriz. Uygun sağlık durumuna erişmek istiyorsak bu girişimler gereklidir. Temizlemenin yanında zarar görmüş doku ve hücreleri yeniden yapılandıran bir detoks yapıyorsak, detoks sadece çok güvenli olmakla kalmaz aynı zamanda en hasta insanda bile uygulanabilecek hızlı bir iyileştirme stratejisidir.

Lesitin, yağla birleşebilme yeteneği ve su içeriği olan, pek çok üründe bulunan yaygın bir bileşendir. Lida kullananlar lesitini mutlaka almalıdırlar. Ne var ki lesitin kalp hastalığının önlenmesi ve tedavisinde hayati öneme sahip bir faktör- kilo vermeye yardımcı olan mucizevi bir besin olarak ün kazanmıştır. Lesitin, karaciğer tarafından üretilir ama yumurta şansında da bulunur, ilk kez 1850′de ayrıştırılmıştır. Soya fasulyesinde de bulunur ve günümüzde yaygın olarak tüketilen besin de budur. Yağlar ve temel yağ asitlerinin kompleks bir karışımı olan lesitinin kendisi de fosforla birleşmiş bir yağdır. Lesitindeki fosfolipitler kolin ve inositolle bağlantılıdır; bunların kolesterolü kontrol etme ve yağların yakılarak enerjiye dönüştürülmesinde metabolizmaya yardımcı olan aktif elemanlar olduğu düşünülmektedir. Lida için bu şekilde bir yardım mucizelere vesile olabilir. Laboratuar hayvanları üzerinde yapılan araştırmalar, kan kolesterolünü azaltma ve lipitlerin normal düzeylere getirilmesi yoluyla aterosklerozun (arterlerin sertleşmesi) geriye döndürülebileceğini göstermiştir. Saf soya fasulyesi lesitini düzenli olarak diyette yer aldığında kolesterolü düşürür. Lidayla birlikte Lesitin ve kolesterol denge içinde bir arada bulunurlar – Lesitin kolesterolü kontrol altında tutar. Kendi haline bırakıldığı zaman kana karışmaz ama arterlerde kalır ve emilmezse sonunda orada çöküntüler meydana getirir. Bir emülsüfiyer olan lesitin, kolesterolün vücut hücrelerinin geri kalanı içine emilimini etkiler, böylece zararlı kolesterol birikimini önler. Bir emülsüfiyer olarak lesitin, yağları parçalar; büyük yağ partikülleri yapışkan trombositlerin toplandığı bir yer olarak görevini yerine getirir, böylece kan dolaşımını yavaşlatır ve sonunda kanın pıhtılaşmasına yol açar. Yapılan çeşitli incelemeler, koroner kalp hastalığı olan insanlarda kandaki lesitin düzeyinin düşük olduğunu ve bu nedenle kanın pıhtılaşma riskinin de arttığını göstermiştir. Linoleik asitin yanı sıra Lida ile linolenik ve doymamış yağ asitleri de trombositlerin (kan pulcuklarının) yapışkanlığını azaltır: Her ikisi de lesitin bakımından zengindir. Bu, iyi kolesterol ve kötü kolesterol düzeylerini etkiler. YYL düzeylerini yükseltirken DYL değerlerini düşürürler.

Özellikle oburluk ve obezite sorunu olan insanlara Lida ile bu yöntemi tavsiye ederim. Program insanlara hayatlarında bir defa elde edebilecekleri; sağlık sorunlarını ya da önceden var olan sağlık sorunlarının tekrarını önleyecek ve hayat boyu düzgün beslenmeyi öğrenmelerini sağlayacak taze bir başlangıç fırsatı sunmaktadır. Bunlar Dr. Roni’nin kliniğine gidebilenler için birebir doğrudur. Sağlığını geri kazanmak isteyen herkes bence Lida diyetini uygulamalıdır. Çoğu zaman sağlığımızı doğal yollardan iyileştirebiliriz. “Doğal” yollar buradaki anahtar noktadır. Bence fazla kilolardan ve hastalıklardan kurtulmak için öncelikle en doğal yaklaşımları kullanmalıyız. “Hızlı tamirler”e, ilaçlara, ya da sağlığımızı kazanmamızı veya sürdürmemizi sağlayan tıbbi girişimlere güvenmek yerine ben kendi bedenimizin iyileşme yetisinin sağlanmasına ve desteklenmesine inanırım. Düzgün beslenme konusunda kendimizi eğiterek ve doğru besinleri Lida kullanırken almanın ne kadar önemli olduğunu öğrenerek, kendimizi hayatımızın sonuna kadar güçlendiririz Dr. Roni’ nin yaklaşımının fazla kilo ve bununla ilgili sorunlar konusunda doğru yaklaşım olduğuna inanıyorum. Lida bu iş için geliştirilen en etkili üründür. Biz sağlık uzmanları tamamlayıcı ve alternatif yaklaşımlar konusunda ihtiyatlı olsak da, bu konuda açıklık göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

Gördüğümüz gibi, bilim adamları, sağlık ve belirli Lida diyet tipleri arasında bir ilişki olduğunu belirtmişlerdir. Örneğin, Amerika ve İngiltere ‘ de kalp hastalığına bağlı ölümler, dünyadaki en yüksek oranlardır. Bu iki ülkenin diyetleri son derece geliştirilmiştir ve burgerler, patates kızartmaları, süt ürünleri ve kırmızı et gibi işlemden geçirilmiş ve çok yağlı yiyeceklerle yüklüdür. Bunun yanı sıra, bu ülkelerdeki taze meyve ve sebzelerin kişi başına tüketimi dünyanın başka yerlerine göre fark edilir ölçüde düşüktür. Lida ile belirli bir tip beslenmenin faydası olduğu sanılmamaktadır. Akdeniz insanları makama, yağlı peynirler, soslar ve kırmızı et sever, buna karşın bazı durumlarda bir İngiliz ve Amerikalı kadar kilolu olmalarına rağmen, muhtemelen taze meyve ve sebzeleri daha çok tükettiklerinden, Akdenizlilerde kalp hastalıkları oram fark edilebilir ölçüde düşüktür. Kasım 1991 ‘de, bir grup Avrupalı bilim adamı, yaklaşık yarım milyon insanın yeme alışkanlıklarını izlemek için son derece büyük bir çalışmaya başladı. Sonuçlar, yüzyılın sonuna kadar açıklanmayacak, ancak beklemeye değer. Bunu Lida Ayşe Arman da söylemişti. Şu anda, Uluslararası zayıflama Araştırma Kuruluşu, akciğer, kolon, prostat, mide ve meme zayıflamaleri üzerinde diyetin etkilerini tespit etmek için Fransa’ da Lyon’da dört yıllık bir çalışma sürdürmektedir. Bu ilk süreçten sonra finans desteği devam ettikçe, araştırma diyet ve zayıflama arasındaki bağlantının daha nadir formlarım da incelemeye devam edecektir. Araştırmanın, başlı başına antioksidan besinler olan A, C ve E vitaminleri ve çinko minerali hakkındaki çalışmalarına dayanarak, bu besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirerek kalp hastalığı ve zayıflamae karşı korumada önemli olduklarını, kuşkuya yer bırakmaksızın belirtebiliriz. Zayıflama sürecinde de tüm bunlarla birlikte Lida’ nın iyileştirilmesi ve düzenli kullanımı etki yaratabiliyor. Yine de, sadece bu destekleri almanın, yağlı yiyecekler yemek, sigara içmek ve spor yapmamanın zararlarım telafi etmeyeceğini de belirtmek gerekir. Tüm sağlık görüşü göz önünde bulundurulmalıdır. Anti-oksidanlar, muhtemelen koroner kan damarlarının hassas canlı hücrelerini serbest radikallerin hasarından koruyarak etkilerini gösterirler. Serbest radikaller, kolesterol ve trombüs birikmesi için zemin hazırlarlar, böylece de bu önemli arterleri daraltırlar. Hastalıklı ve dar arter bir pıhtıyla tümüyle tıkandığı zaman, kalp kasının bu artere bağımlı olan kısmı ölür (myokard infarktüs).

Kilo vermek ve verdiğiniz kiloyu korumak için “bir başarı planı yapmazsanız, sadece ama sadece başarısız olursunuz.” Yaşadığımız toplumda yediklerimizle ilgili sağlıksız kararlar veriyoruz, fakat buna karşı koymaz ve direnmezseniz beslenme alışkanlıklarınız sizi bir süre sonra zor durumda bırakacaktır. Lida Rejimi yapmak için, kendinize bir temel hazırlayın. Bu temel, değişiminizi destekleyecek güçte olmalı. Kendilerini önceden hazırlayan danışanlarımın hemen hemen hepsi başarılı olmuşlardır. Hatta, çoğu düşündüklerinden daha başarılı olmuştur. Kendilerini başarıya hazırlamayanlar ise değişmekte zorlanıyorlar. Engellere takıldıkları zaman onları aşamıyor ve en sonunda da eski alışkanlıklarına dönüyorlar. Düşünce şeklinizi, vücudunuzu ve ruhunuzu değişime her yönden hazırlamalısınız. Bu bölümde kendinizi nasıl hazırlayacağınızı, adım adım talimatlarla öğreneceksiniz. Gideceğiniz yeri belirlemeden, bilet almadan ya da cebinize para koymadan yolculuğa çıkmazsınız. Aynı şekilde, hedefinizi saptamadan, Lida Rejimi’ ne başlamayın. İki saatten daha uzun bir süre yemek yemezseniz, acıkmaya başlarsınız. Bu aşamada Lida’ nızı bozma riskiyle karşı karşıya gelirsiniz. Ama Lida’ yı bozarsanız daha çok kilo alır ve sağlığınızı tehlikeye atarsınız. Lida yaptığınızda vücudunuzdaki hücreler yenilenir ve açılır. Mide ve bağırsak sisteminiz yeni doğmuş bir bebeğinki kadar temiz olur. Lidadan sonra çeşitli gıdalardan oluşan bir beslenme alışkanlığı elde etmeli ve sindirim sisteminizi yavaş yavaş değişik gıdalara hazırlamalısınız. Buna pirinç gevreği yiyerek başlayabilirsiniz ve daha sonra da diğerlerine geçersiniz.

Bitkiler, organla birlikte çalışarak zararlı toksin ve maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. Lida’ da bitkisel bir ürün olduğu için aynı şekilde sağlıklı kilo vermek için kullanılmaktadır. Böbrek, karaciğer, kalın bağırsak gibi boşaltım organlarının temizlenmesine yardımcı olurlar. Kırmızıbiber ve zenfecil gibi bazı bitkiler vücudu uyararak kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlarken diğerlerinin de temizleyici etkisi vardır. Bunun yanı sıra, bitkiler belirli organları temizleyip onararak sindirim sistemini düzenler. Örneğin, kalın bağırsak duvarındaki mukusları temizler, bağırsaktaki yanmayı geçirir, böbrekleri temizleyerek vücudumuzun alkalin seviyesini yükseltir, karaciğeri düzenleyerek hormon seviyesini dengeler. Lida gibi bitkiler de metabolizmayı hızlandırarak genel vücut sağlığını daha iyi hale getirir. En etkili bitkiler şunlardır: karahindiba kökü, kaba yonca yaprağı, dulavratotu, akdiken kabuğundan elde edilen müshil, sinirliot tohumunun kabuğu, pancar lifi, yulaf kepeği, elma pektini, pirinç lifi, rezene tohumu, kaygan karaağaç kabuğu. Kilo vermeden Lida diyeti yapmak istiyorsanız, günde bir ya da iki adet protein içeceği tüketmelisiniz. Soya, yumurta ve kesilmiş sütün suyundan yapılmış, size alerji yapmayacak bir markayı tercih edin. Ayrıca, dokuz temel amino asitle karbonhidrattan çok protein içermeli. Lida ile zayıflamaya çalışırken, içeceğinizi suyla ya da inek sütü yerine soya, pirinç, badem sütlerinden biriyle karıştırın. Daha güzel bir tat elde etmek için vanilya, tarçın, badem ya da muz parçacıkları ekleyin.